28 Şubat 2016 Pazar

Ne kadar bilim ve teknoloji o kadar mühendislik[1]

Müfit Akyos

Mühendislik uygulamaları sürekli olarak değişmektedir. Günümüzün bilimsel araştırmaları mühendislik disiplinlerinin arakesitinde yapılmakta olduğundan başarılı araştırmacıların ve uygulamacıların kendi alanları dışındaki gelişmelerden ve sorunlardan da haberdar olmaları gerekmektedir.” 

Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Mühendislik Akademisi’nce 1995 yılından başlayarak her yıl Mühendisliğin Ufukları Sempozyumu - The Frontiers of Engineering Symposium – düzenlenmektedir. Mühendisliğin keşif alanlarında yapılan çalışmaların önceden belirlenmiş başlıklar altında sempozyum formatında sunulması, NAE Council (Ulusal Mühendislik Akademisi Konseyi) tarafından “The Frontiers of Engineering Symposium – Mühendisliğin Ufukları Sempozyumu” başlığı ile 1994 yılında başlatıldı. İlk sempozyum Eylül 1995’te düzenlendi. Aslında bu düşünce “National Academy of Sciences - Ulusal Bilimler Akademisi”nin 30-45 yaş grubundan bilim insanının çeşitli disiplin alanlarında erişilen son noktaların tartışılması amacıyla biraraya getirilmesi programından esinlenmişti.  Sempozyum her yıl üstün başarılı 100 genç mühendisi önceden belirlenmiş alanlarda uç noktalarda yaptıkları araştırmaları ve yenilikleri (inovasyon) paylaşmaları amacıyla biraraya getirmektedir. Katılımcılar arasında etkileşimi ve alış verişi ençoklaştırabilmek için katılım 100 genç mühendisle sınırlı tutulmaktadır. Katılımcılar rekabetçi bir adaylık ve seçme süreci sonunda belirlenmektedir.

 Sempozyum kitaplarının hepsinin girişinde yer verilen “Mühendislik uygulamaları sürekli olarak değişmektedir. Mühendislerin hızla gelişen teknolojik değişimlerin ve küreselleşmenin gerçekleştiği ortamlarda başarılı olmalarının yanı sıra disiplinlerarası takımlarda da çalışabilmeleri gerekmektedir. Günümüzün bilimsel araştırmaları mühendislik disiplinlerinin arakesitinde yapılmakta olduğundan başarılı araştırmacıların ve uygulamacıların kendi alanları dışındaki gelişmelerden ve sorunlardan da haberdar olmaları gerekmektedir” açıklaması mühendisliğin günümüzdeki gereklerini özetlemektedir. Sempozyumların içeriklerine bakıp bilim ve teknoloji ile mühendislik arasındaki ilişkinin ne denli iç içe geçtiğini görünce “ne kadar bilim ve teknoloji o kadar mühendislik” demek gerekiyor. Örnek olmak üzere 2014 yılı sempozyumunun dört ana konusu, insan etkileşimli robotlar, akü malzemeleri, kalp için teknolojiler ve kaya gazı ve petrolü idi. Kısa bir süre önce yayınlanan 2015 yılı sempozyum kitabından ana konuların siber güvenlik ve özel yaşam, dünya benzeri gezegenlerin araştırılmasının projelendirilmesi, optik ve mekanik meta-malzemeler, doğal afetlerin önceden bilinmesi olduğunu öğreniyoruz.
Sempozyumun dört başlığı ve özel konuşmacı yine 30-45 yaş grubundan katılımcıların oluşturduğu düzenleme komitesince belirlenir. Konuşmacılar karşılaştıkları güçlükleri ve çalışmalarının ilgi çekici yanlarını, teknik yönleri çok gelişkin ancak sunulan konunun uzmanı olmayan bir dinleyici grubuna açıklarlar.  Alanlarındaki araştırmayı özetleyip; bu alanda ulaşılan sınırları tanımlayıp; deneylerini, prototiplerini ve tasarım çalışmalarını (tamamlanmış veya süren) açıklarlar. Bunu yanı sıra yeni araç ve yöntemleri, kısıtları ve çelişkileri ve uzun erimde çalışmanın önemini değerlendirirler.

Sempozyum, gelecek vadeden bireylerin ilişki kurmalarını ve öğrenmelerini özendirmek üzerine tasarlanmıştır.  Bu ağyapı yeni tekniklerin ve yaklaşımların aktarılacağı işbirliğine dayalı çalışmalara ve ABD yenilik kapasitesini destekleyecek fikirlerin ve uygulamaların yaratılmasına olanak sağlamaktadır.  Söz konusu sempozyumların önemli bir diğer işlevi de yapılan çalışmaların mühendislik dünyasında en üst düzeyde takdir edilmesine aracı olmasıdır.

Mühendislik yapma olanakları bilim, teknoloji ve sanayimizin düzeyi ile sınırlı olan ülkemizin mühendisleri bir yandan piyasa koşullarının dayatmaları diğer yandan iktidarın bilim ve fenden uzak uygulamaları ve baskıları arasında bunalmış durumdadır.

Her alanda olduğu gibi mühendislik alanında da insanlarımızın birikimlerini, yaratıcılıklarını uygulamaya yansıtabilecekleri özgürlüklere ve bunu sağlayacak iktidarlara her zamankinden daha çok ihtiyaçları vardır.

Meraklısına: 1995-2015 yılları “The Frontiers of Engineering Symposium” larının içeriklerine ve pdf formatında kitaplarına www.inovasyon.org sitesinden erişebilirsiniz.

Not: Bu yazıda Sempozyum kitaplarının Sunuş bölümünde yer alan açıklamalardan yararlanılmıştır.








[1] Aynı başlıkta bir yazım Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknoloji Dergisi’nin 13 Mart 2015 tarihli 1460. Sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder