9 Şubat 2020 Pazar

Bilimin bütünselliği

Kozmosun sonsuzluğundan parçacık fiziğine her alanda bilimsel araştırmaların ve teknolojik gelişmelerle onların ürünleri karşısında hayranlık duyan insanoğlu, çoğunluğunu kendisinin yarattığı sorunların çözümünü de kendisi dışında buralarda aramaktadır. Yani bir anlamda teknolojinin bütün sorunları çözeceği gibi bir yanılsama içindedir.
Oysa ki bilim, fen bilimleri ve sosyal bilimlerin bütünselliğinden oluşmaktadır. İnsanlığın yüz yüze kaldığı büyüyen sorunların çözümleri toplumsal boyutları nedeniyle yalnızca fen bilimlerinin (fizik, kimya, biyoloji, astronomi, jeoloji, vb.) ilgi alanıyla sınırlanamayacak kadar karmaşık yapıda olup, mutlaka sosyal bilimlerle (psikoloji, sosyoloji, antropoloji, tarih, politika vb.) birlikte ele alınmalarını gerektirmektedir. Sosyal bilimlerde öznenin canlılar olması nedeniyle deney tasarımı yapmanın güçlüğü bir zayıflık olarak görülerek fen bilimlerince uzun süre “küçümsense” de günümüzde artan sayıda disiplinler arası çalışma (nöro-psikoloji, deneysel psikoloji, psikobiyoloji, toplumsal biliş ve duygu, davranışsal genbilim vb.) bu önyargıyı ortadan kaldırmaktadır.