31 Temmuz 2016 Pazar

Bilim Teknoloji ve Yenilik (BT/Y) Sistemimize Sorular

 

BT/Y alanının çok kötü yönetildiği açık!


1990 yılından bu yana Türkiye BT/Y alanında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu 25 yılın son 13 yılı bugünkü iktidar dönemidir. Teşvik mekanizmaları, teknoloji geliştirme bölgeleri, teknoparklar kuruldu, sayısız teşvik araçları ve programları oluşturuldu. Teknoparklarda yüzlerce firmada yüzlerce doktoralı eleman çalışıyor. 25 yıl az bir süre değil, artık nerede bunların meyvesi demenin zamanıdır sanırım. Ancak dış satımda yüksek katma değerli ürünlerimizin oranı bir türlü artmıyor. Dünya firmalarımız oluşmuyor. Oysaki bize Ar-Ge ve yeniliği desteklerseniz sonucunda refahı yakalarsınız denilmişti düz bir mantıkla.
Yeni girişimcilerin önemli bir bölümünün “ölüm vadisinde” yok olacağını bile bile yüzlerce doktoralımızı, mühendisimizi girişimci yapıp mikro firmalarda teknoparklarda yer verdik. Bir başka bakışla bunları “büyük ekonomi” dışında tutmuş olmuyor muyuz?  Bunlar kapitalist işleyişin doğal sonuçlarıdır denilebilir. Ancak bu sonucun kabul edilmesi aklımızı kullanmadığımız, bütünsel ve etkileşimli bir sistem kuramadığımız, hedeflerimizin olmadığı anlamına gelebilir.

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Girişimcilik ve filiz firma (start-ups) miti


“yenilik ekosisteminin” desteklenmesi “girişimcilik ekosisteminin” desteklenmesinden daha önemlidir…

Küresel sistemin ayrılmaz karakteristiği sistem tökezlemelerinden en çok etkilenen kesimler arasında nitelikli beyaz yakalılar da yer almaktadır. Sistem bir yandan yüksek nitelikli iş gücüne daha fazla ihtiyaç duymakta diğer yandan barındırdığı eski ekonominin özellikleriyle onlara yeterince iş alanı açamamaktadır.  Süregiden krizlerin de etkisi ile özellikle 80 ve sonrası kuşağı adeta bir tepki olarak tanımlı işlerden uzak durmakta ve uzmanlıklarını serbestçe kullanmak ve pazara kendilerinin istediği biçimde ve zamanda sunmak istemektedirler. Sistem ise bunu bir fırsata çevirerek girişimciliği fazlasıyla özendirerek bazen kendi içinden çıkarttığı firmalarla (türev firmalar, M.A, spin-outs) çokça da yeni firma kurdurtarak (filiz firma – spin-offs) yatırım, işlendirme ve risk yükünden uzak durmaya çalışmaktadır. Konunun bir de emeğin örgütlenmesi boyutu var ki çok önemli olmasına karşın bu yazının ve yazarın uzmanlığının dışında kalıyor. Bu durum 70’lerin ‘küçük güzeldir’ güzellemesinin yinelenmesini çağrıştırıyor. Küçüklerin ekonomi içinde sayısal bir çoğunluğa sahip oldukları açık olsa da işlendirme, verimlilik ve yenilikçilikle değerlendirildiklerinde göreceli ağırlıklarının yetersizliği görülmektedir.