30 Aralık 2021 Perşembe

Işık! Daha çok ışık!

 



































“E quindi uscimmo a riveder le stelle.”

“… ve böylece yeryüzüne çıkıp yeniden yıldızları gördük”

Dante Alighieri

Dante Alighieri’nin  (1265-1321) Divina Commedia’sından (İlahi Komedya)[1] bu alıntı yeni yıl nedeniyle Roma’da Piazza di Spagna Meydanı’nda Mignanelli Sarayı’nın duvarına işlenmiş.

26 Aralık 2021tarihli Cumhuriyet Gazetesi’ndeki Sağnak köşesinde Nilgün Cerrahoğlu;

“Dante, İlahi Komedya’da insanlığın günahlarına tanıklık ettiği “cehennem” yolculuğunu tamamladıktan sonra yeryüzüne dönüşünü bu sözlerle özetliyor: “Yeniden yıldızları gördük”. 

Yıldızlar”, hayatın, yaşam coşkusunun ve her ne olursa olsun iyimserliğin, beklentilerin, umutların simgesi; açık denizlerde kaybolan denizcilerin pusulası... 

Yeniden yıldızları görmek... Varoluş denizinde kaybolmamak ve her türlü badireden kurtulmak anlamını taşıyor. Bugün henüz yalnızca bir temenni düzeyinde de olsa, elbette ki salgını geride bırakmaya gönderme yapıyor.” diyor.  

Karanlık dönemlerde tek ışık kaynağı bilgi, daha çok bilgidir. Bilginin aydınlatma gücünü arttıracak olan ise paylaşılarak yayılmasıdır.

Karanlığın aydınlığa dönüşmesine katkıda bulunacağımız sağlıklı ve huzurlu bir yeni yıl dilerim…

Müfit Akyos



[1] Yazar, çevirmen, sinema eleştirmeni Rekin Teksoy’un (1928 – 2012) çevirisi.

7 Aralık 2021 Salı

Biz ne isek yapay zeka da odur!


 



Klara ile Güneş, 2017 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Kazuo Ishiguro’nun ödül sonrası yazdığı ilk romanıdır (YKY, Mayıs 2021).

Yazının başlığı, Ishiguro’nun WIRED[1] web sitesindeki söyleşisinde kitabın başkarakteri ve anlatıcısı Yapay Arkadaş (Arfical Firend) –YA Klara için yaptığı “O,  insan doğasının bir tür yansımasıdır ve toplumdan öğrendiklerini topluma geri yansıtır.” yorumundan esinlenerek konulmuştur. Bu yazı bir edebiyat eleştirisi olmayıp, Yapay Zeka’nın çok yakın gelecekte evimize kadar girebileceği üzerine düşünceleri yansıtan bir denemedir. 

Kitabın ilk bölümü, acaba bir çocuk kitabı mı okuyorum izlenimi verdi doğrusu (bu arada çocuk kitapları okuduğumu da belirtmeliyim, öneririm).  Klara’nın sahiplenilmeyi heyecanla beklediği dükkan vitrininden gözlemlediği dünyayı anlatımından aslında yazarın bize bir anlamda yapay zekanın öğrenme sistematiğini ve yöntemini aktarmakta olduğunu anlıyoruz. YA, görüş alanına giren her şeye çerçevelendirilmiş bölmeler içinde yer vermekte ve hafızasında tutmaktadır.

Anlatılanlar günümüzde veya günümüzden çok da farklı olmayan yakın gelecekte geçiyor gibi. Bir yanıyla pek az şey değişmiş, diğer yandan henüz koku alacak kadar gelişmemiş ancak insanlara (romanda çocuklara) eşlik edecek kadar gelişerek onların evlerine bir “birey” olarak girebilen YA’lar. Bir yanda hâlâ insanların kullandıkları sıradan arabalar diğer yanda sürekli öğrenerek duygularını da geliştiren YA’lar. Yazar bizi insanların duygu dünyasından fazla uzaklaştırmadan YA aracılığıyla, günümüz kapitalist düzeninde ne varsa aynen devam eden bir dünyanın çeşitli sorunlarıyla yüzleştirmeye çalışıyor.

Bazı çocukların zekalarının genetik müdahale ile “yükseltilerek” (CRISPR teknolojisi) yeni bir kast oluşturulması, yazarın YA’ların sürekli gözlemlerine dayalı gelişimlerinden duyduğu endişeye karşı insanlığa bir önlem önerisi midir? Bu endişe günümüz dünyasında akıllı makineler üzerinden süre giden güvensizlik tartışmasına da bir yanıt mıdır? Bu nedenle mi YA’lar hiçbir şeye itiraz etmeyen, saygılı ve kibar davranmaya programlanmışlardır? Ya “yükseltilemeyen” gençler? Günümüzün eşitsizlikler üzerine kurulu dünyasına bir gönderme mi? Aslında yazar çevre kirliliğinden, eşitsizliklere pek çok soruna suluboya bir tablonun soluk renkleri gibi değinip geçmekte kitabı boyunca. Bu tabloda dilediğiniz rengi ve şekli seçerek YA/YZ üzerine düşünme ve yorumlama seçeneklerini okuyucuya bırakıyor.

Ishiguro söyleşisinde CRISPR teknolojisi gibi teknolojilerin uygulanmasını ucuz ve kolay bulsa da CRISPR’in arkasında geleneksel devlet veya üniversite gözetiminin değil, özel sektörün olması nedeniyle regüle edilebilirliğinden duyduğu endişeyi dile getiriyor. Bu nedenle de bu konudaki tartışmalara toplumun en geniş kesimlerinin katılması gerektiğini söylüyor. Oysa ki CRISPR’i otoriter yönetimlerin nasıl kullanabileceği bir başka tehlike alanı olabilir mi?    

Josie, kendisine arkadaşlık etmesi için Klara’yı seçen evin tek çocuğu. Annesi ile yaşıyor. Ancak Josie hasta. Bu nedenle olsa gerek Anne beklenen sonu Josie’nin yaşamını Klara’nın bedeninde ölümsüzleştirme – sonradan vazgeçse de - arayışına girer. İşte size insanlığın bitmeyen ölümsüzlük dilemması.

YA’nın yaşam kaynağı olan Güneş’le ilişkisi sergilendiği dükkanın vitrininden gözlemlediklerinden başlayarak giderek bir “yaratıcı” ile olan ilişkiye dönüşüyor. Josie’nin hastalığının şifasını da Güneş’te arıyor. Güneş’ten büyük bir saygı ve dikkatle “iyileştirici gücünü” Josie’ye ulaştırmasını rica ediyor. Yapay bir varlığın Güneş’le bu ilişkisi ve ricasının kabul görmesi ne anlama geliyor?  Doğa gücü karşısında inancın başlangıç noktası mı? 

Önceki kitaplarına göre geleceğimizi etkileyecek teknolojilere daha yakından bakan Ishiguro bizleri de alçak sesle olası sorunlarla yüzleşmeye çağırıyor.

[1] https://www.wired.com/story/kazuo-ishiguro-interview/

Not: YZ ile ilgili Herkese Bilim Teknoloji Dergisi 169., 171.,173.,175. Sayılarında çıkan yazılarıma bakabilirsiniz.

 


Bu yazı Herkese Bilim Teknoloji Dergisi 4 Kasım 2021, Sayı: 293’de yayınlanmıştır.


Abone ol! Oku  Okut!