Müfit Akyos
Ülkemizin ilk ve tek endüstriyel rüzgâr tüneli Türk havacılığının anıtı bir "ENDÜSTRİYEL MİRAS" olan Ankara Rüzgar Tüneli Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi genişleme çabalarına kurban edilmek üzeredir!
Gün geçmiyor ki
Cumhuriyetimizin kazanımlarından birisini kaybetmeyelim. Bunlardan sonuncusu
Ankara Üniversitesi Dişçilik Fakültesi’ne genişleme alanı açmak amacıyla içinde
Ankara Rüzgâr Tüneli’nin de bulunduğu alanda yapılan yıkımlardır.
Ülkemizin havacılık ve
uzay tarihine bakacak olanlar liderliği, öngörüyü, ihaneti görecek gururu,
hüznü ve kızgınlığı yaşayacaklardır. Liderlik ve öngörüdür çünkü Atatürk TBMM
V. Dönem 3’üncü Yasama Yılı Açılışı (1 kasım 1937) konuşmasında “Bundan sonrası için bütün tayyarelerimizin
ve motorlarının ülkemizde yapılması ve harp hava endüstrimizin de bu temele
göre geliştirilmesi gerekir” diyordu.
1926 ile 1948 yılları arasında Eskişehir, Kayseri,
Etimesgut ve Beşiktaş Özel Uçak Fabrikaları, Etimesgut Uçak Motor Fabrikası,
Tayyare Makinist Mektebi, Ankara Akköprü Planör Atölyesi gibi kuruluşlarla Türk
Havacılığı dünyada önemli bir yere sahip olmaya başlamıştı. Rüzgâr tüneli ise
havacılığın ilerlemesi, uzay teknolojilerinin geliştirilmesi için en önemli altyapılardan
birisidir. Ankara
Rüzgâr Tüneli (ART) 1940’lı yıllarda
ülkemize
uzay teknolojilerinin önünü açacak en önemli yatırımdı. 1940’da planlanmış
olmasına rağmen 1947’de inşaata başlanmış, 1950’de tamamlanmıştı. Dönem
Amerikan Marshall yardımlarının başladığı
yıllardı. Bizim bir şey yapmamıza gerek yoktu Amerika verirdi. Ankara’da,
Beşevler’de kurulan ART, açılışından
hemen sonra kapatılmış ve 1998’e
kadar elli yıl hiç kullanılmamıştı.
1990 yılında denemek için çalıştırıldığında sessiz
ve saat gibi çalıştığı ortaya çıktı. Dönemin SAGE yönetimi
birkaç genç ve idealist mühendis ile 1994’te ART’nin bakımı,
modernizasyonu ve revizyonu sekiz ayda tamamlanması ile
ülkemiz, deneysel aerodinamik alanında hizmet verebilecek bir yapıya kavuşmuş
oldu. Düşük ses altı kapalı devre rüzgâr tüneli sınıfında yer alan ART, en
yüksek hızda bile düşük gürültü seviyesinde türünün tek örneği olarak halen
TÜBİTAK- Savunma Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü sorumluluğunda havacılık,
şehircilik ve çevre, aerostatik, rüzgar enerjisi alanlarında bilimsel
deneylerde kullanılmaktadır. Kalitesi ve teknik donanımıyla 2000 yılında Subsonic
Aerodynamic Testing Association’a üye olmuştur.
ART binası TMMOB - Mimarlar Odası
tarafından, “Yapının oldukça büyük bir kısmını,…,
kapalı devre olarak çalışan tünelin kendisi kapsamaktadır. Bu anlamda yapının,
pek çok endüstri binası gibi, sadece makinaları içeren bir kabuk ya da kaporta
olmaktan öte, kendisinin bilgi üretmek üzere tasarlanmış bir makina olduğu
gözlemi anlamlı olacaktır.” değerlendirmesi
yapılmıştır. Bu özellikleriyle ART, bir ENDÜSTRİYEL MİRAS’tır.
Ancak
bu endüstriyel mirası, oluşumunda Atatürk’ün özel ilgisi bulunan ve kendisini “Cumhuriyet
tarihini ve misyonunu milletiyle özdeşleştirmiş, bütünleştirmiş bir üniversite”
olarak tanımlayan Ankara Üniversitesi’nin döner sermaye geliri yüksek Diş
Hekimliği Fakültesi’ne genişleme alanı yaratmak amacıyla yok etmek istemesi
acıdır.
Cumhuriyetin başkentinde
her fırsatta o dönemin izlerini silmek üzere sergilenen vandallığın (Ankara
Havagazı Tesisleri, Ankara Su Süzgeci) bir rastlantı olmadığı bir kez daha
belgelenmeden Ankara Rüzgar Tüneli’ni kurtarmak başta TMMOB ve bağlı odaları
olmak üzere, üniversitelerimize, havacılık sanayimize ve Cumhuriyetin mirasına
sahip çıkma bilincinde olanlara düşmektedir.
Bu
yazı Cumhuriyet Gazetesi’nin 13 Kasım 2015 tarihli Bilim Teknoloji Dergisi’nde
Politik Bilim Köşesi’nde yayınlanmıştır.