3 Ekim 2018 Çarşamba

Karanlığa bakmak: Yıldız turizmi




Samanyolu Gökadası (Milky Way Galaxy), içinde güneş sistemimizin de bulunduğu evrendeki milyarlarca (tahminen 100 – 400 milyar) gökadadan evimiz olanıdır. Gökadalardan yalnızca üçü uygun gökyüzü koşullarında çıplak gözle görülebilir. Bunlardan güney yarımküreden görülenleri dünyamıza 160.000 ışık yılı uzaklıktaki Büyük ve Küçük Macellan Bulutu’dur. Kuzey yarımkürede ancak iyi bir gözle ve çok karanlık bir gökyüzünde görülebilen dünyamıza 2,5 milyon ışık yılı uzaklıktaki Andromeda Galaksisi’dir.
Günümüzde özellikle kentlerde yaşayanların özel koşullar oluşturulmaksızın muhteşem Samanyolu Gökadası’nı gözleme şansları neredeyse yok (her yıl gittiğimiz köyde bu gözlemi doyasıya yaptığım için şanslıyım). Tek nedeni ışık kirliliği (yanlış yerde, yanlış miktarda, yanlış yönde ve yanlış zamanda ışık kullanılması. http://www.isikkirliligi.org).
Prof. Dr. Ethem Derman ve ekibi tarafından uzay gözlemlerinin yapılabileceği alanların belirlenmesine yönelik ölçümlerde en karanlık noktanın, Isparta'nın Yenişarbademli ilçesinde 1700 metre yükseklikteki Melikler Yaylası olduğu belirlendi. Yaylada Türkiye'nin ilk Karanlık Gökyüzü Parkı'nın kurulması için de proje hazırlanıyor (10.08.2018). Melikler Yaylası’nın astronomide parlaklık birimi kadir ile ölçülen karanlık değeri 22,04 kadir.
Son yıllarda karanlık gökyüzü gözlem noktaları profesyonel ve amatör astronomları çeken yeni turizm noktaları olmaya başladı. Hepsinin ortak noktaları bilim, sanat, spor, gastronomi ve tatili birlikte sunarak, meraklılarını mükemmel bir gökyüzünü gözleme paydasında bir araya getirmek. Örneğin gökyüzünü yasa ile koruyan Kanarya Adaları’nda birden çok noktada yıldızları gözlemek olanaklı. Portekiz’deki Alqueva Karanlık Gökyüzü alanı, Kanarya Adaları Astrofizik Enstitüsü (IAC) tarafından kurulan The Starlight Foundation tarafından belgelendirilmiş ilk alan.


Yine Portekiz’de çok gelişkin teleskoplarla güneş ve astronomik gözlemler yapma olanağı sunan Cumeda Dark Sky Gözlemevi bir başka örnek. Uluslararası Karanlık Gökyüzü Birliği (IDA) tarafından koruma altına alınan karanlık gökyüzü parklarının ve gözlemevi ç̧evrelerinin sayısı 50 civarındadır.
Yanlış aydınlatmanın olumsuz etkileri canlıların beslenme,  uyku, üreme düzenlerinin bozulması, fazla enerji tüketimi nedeniyle fosil yakıt kullanımından ve geceleri havayı temizleyen kimyasal tepkimelerin engellenmesinden kaynaklanan hava kirliliği, gök ışıması olarak sayılabilir. Ülkemizde yanlış ve fazla aydınlatmaya en çok kamusal alanlarda rastlanmaktadır. Işık kirliliğinin 'çözümü yerel olan küresel bir problem’ (TİKE Projesi, İstanbul Kültür Üniversitesi-2010) olduğunun bilincinde olmayan yerel yönetimlerin görgüsüzce ve bilimsel kurallardan uzak aydınlatmaları, artan reklam ışıklandırmaları en çok göze çarpanlar. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi, Antalyanın ışıklarıyla gökyüzünün bir kısmını kaybetmiştir.  
Yıldızışığı Bildirisinde “kirlenmemiş bir gökyüzünün insanlığın vazgeçilmez hakkı (starlight right)” olduğu belirtiliyor (Starlight Declaration, La Palma Kanarya Adaları Konferansı-2007) . Gökyüzünü korumak için bazı ülkelerde özel yasalar çıkarılmaya veya doğru aydınlatma uygulamaları devlet ve belediyeler aracılığıyla yaygınlaştırılmaya çalışılırken, ülkemizde dış aydınlatma konusu yönetmeliklerle düzenlenmeye çalışılmaktadır.
Ülkemizin gencecik kuşaklarını öte dünyanın karanlığına yönlendirenlerden, uzayın karanlıklarında gerçeğin aydınlığını bulmaya yönlendirmeleri beklenemez. Mücadelenin, Takiyuddîn’in rasathanesini[1] topa tutturup yıkanlarla, evrenin sonsuzluğunda gerçeği arayanlar arasında bu topraklarda hâlâ sürüyor olması acıdır. Ülkemizi laiklik ve demokrasi ekseninde yeniden inşa ederek bu acıya son verebiliriz.



[1]Takiyuddîn, III. Murat’ın (1546-1595) müneccimbaşısıdır. 1579’da Tophane sırtlarında padişahın izni ile kurduğu rasathane şeyhülislamın padişahı, ‘’yıldızları gözlemenin felaket getireceğini, böyle bir gözlemevinin kurulduğu hiçbir devletin varlığını sürdüremediğini’’ söyleyerek ikna etmesi ile dört yıl sonra topa tutularak yok edildi. 

Bu yazı herkese bilim teknoloji dergisinde (Sayı:129, 14 Eylül 2018) yayınlanmıştır.

OKUYUNUZ! ABONE OLUNUZ!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder