TÜBİTAK’ı
bilim dünyasının sahipliğine bırakmak!
TÜBİTAK, 17.7.1963 tarihinde
özerk ve dünyadaki örneklerine benzer yapıda kurulmuştur. Kurum 1993, 2005 ve
2011’de yapılan değişikliklerle, yasasında “idarî ve malî özerkliğe sahip”
denilse de önce özerkliğini yitirmiş son olarak da BSTB’nin bir genel
müdürlüğüne dönüştürülmüştür. Kurumun amacı, “ Türkiye'nin rekabet gücünü ve refahını artırmak ve sürekli kılmak için;
toplumun her kesimi ve ilgili kurumlarla iş birliği içinde, ulusal öncelikler
doğrultusunda bilim ve teknoloji politikaları geliştirmek, bunları
gerçekleştirecek alt yapının ve araçların oluşturulmasına katkı sağlamak,
araştırma ve geliştirme faaliyetlerini özendirmek, desteklemek, koordine etmek,
yürütmek; bilim ve teknoloji kültürünün geliştirilmesinde öncülük yapmak”
olarak tanımlanmaktadır (atç). Bu amaç ülkemizin geleceğini derinden
etkileyecek görevlere işaret etmektedir.
Ancak 2004-2018 arası beş başkan
değiştiren Kurum, getirildiği noktada yaşamsal görevleri yerine getiremeyecek
kadar hırpalanmış, güven kaybına uğramış ve siyasallaşarak liyakatsiz
kadroların elinde kalmıştır. Tam da bu noktada yeni bir başkan değişikliği ile
Sayın Prof. Dr. Hasan Mandal göreve getirildi. Bilim dünyası ile hemen tek
ilişkisi fon dağıtmak düzeyine inmiş bir kurumun sorumluluğunu bu aşamada almak
hem büyük fırsatlar hem de riskler taşıyor. Son yıllarda kendisini darmadağınık
çeşitli teşviklerle, girişimciliğin, mentorlüğün piyasacı rüzgarlarına
kaptırarak asli görevlerinden savrulmuş bir TÜBİTAK’ı bilim ve teknoloji
eksenine oturtmak çok çaba, bilim dünyası ile katılımcı bir işbirliği ve
kararlılık gerektiriyor.
Sayın Başkan, eski bir TÜBİTAK
çalışanı ve yenilik sistemimizin emektarı olarak içten düşüncelerimi paylaşmak
istiyorum. Bu aşamada Kurumun yakın geçmişte başardıklarına bakmak yol
gösterici olabilir. Eski TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi Sayın Doç. Dr. Günay
Omay’ın BİTAV Yayını TÜBİTAK’ın 1990’lı
yıllarda Türk Bilim ve Teknolojisine Öncülük Ettiği Alanlar ve Fotoğraflarla TÜBİTAK’ın 50 Yılı
başlıklı kitapları TÜBİTAK’ın başardıklarını ve bu başarıların sahiplerini
tanımak açısından yararlı olabilir.
Bilim-teknoloji-yenilik
dizgesinde TÜBİTAK’a düşen pek çok görevin yeniden tanımlanarak hedeflerin
konulabilmesi için öncelikli olan “bilim ve teknoloji politikalarının “yeniden
oluşturulmasıdır. Bu konuda ne yazık ki rafa kaldırılmış olan “Vizyon 2023”ün
benzerinin günümüz koşullarına göre ortaya konulmasıyla başlanabilir. TÜBİTAK’ın yeniden yapılandırılmasında TÜBİTAK’ı bilim dünyasının sahipliğine
bırakmanızın, kurumun saygınlığını kazanması ve sizin de bilim dünyasını
harekete geçirmenizde önemli bir etkisi olabilir.
Kurumun görevleri arasında yer
alan “bilim ve teknoloji kültürünün geliştirilmesinde öncülük yapmak”,
cehaletin karanlığına yol almakta olan ülkemizde Size ve Kurumunuza büyük
sorumluluklar yüklemektedir. Bu bağlamda hepimizin kütüphanelerinde yer alan
TÜBİTAK yayınlarına yeniden başlamak (evrim konularını atlamadan), geleceğimiz
çocuklarımız ve bizler için yaşamsal önemdedir.
Sayın Başkan, bu ağır “ahval ve
şartlar” içinde, bilim-teknoloji-yönetişim ayakları üzerinde ve ülkemizin
gereksinimleri ve benzer yapıların uluslararası normları esas alınarak, bilim ve aklın öncülüğünü yapacak bir
TÜBİTAK’ın yeniden inşası bu ülkenin aydınlık geleceği için büyük bir hizmet
olacaktır. Kolaylıklar dilerim. Saygılarımla.
***
Üniversite
Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu – ÜSİMP 10 Yaşında!
Ülkemizin yenilik sisteminde yer alan bütün kişi ve
kurumları kucaklayan, ortak çıkarları gönüllü katılımcılık esasıyla bir araya
getiren, güven noktası olmasından güç alarak alanı düzenleyici işlev gören,
açık yeniliğin gereği bilgi ve deneyim paylaşımı ortamları yaratan, baskı grubu
oluşturan, talep yaratan, ortak
çıkarları toplum yararına yönlendirmeye çalışan ÜSİMP 10 yaşını doldurdu! Başta
Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamit Serbest olmak üzere emeği geçen ve
katkıda bulunan herkesi kutluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder