TYM’lerin ilgi çekmelerindeki ana neden ülkelerin akademik keşifleriyle ticari yaygınlaşma arasındaki boşluğu kapatmaktaki rolleridir.
Yüksek teknolojiye dayalı sanayiler yenilikçi ürünler
geliştirmede temel araştırmalara daha fazla gereksinim duymaktadırlar. Temel
araştırma çıktılarını kalkınmada etkin bir kaynak olarak kullanabilmek için
ülkeler çeşitli modeller geliştirerek sınamaktadırlar. Gelinen nokta
bilim-teknoloji odaklı kalkınma çabalarının tarihsel süreçte izledikleri, bilim
siyasaları (bilimden pazara), teknoloji siyasaları (teknoloji itkili pazar
çekimli) ve yenilik siyasaları (bilgi transferi ve kurumsal yapılanmalar)
sonrası “açık yenilik” siyasalarını esas alan modellerdir (birlikte bilgi
üretimi).
Modellerin ortak yanı üniversitelerle özel/kamu kesiminin
bir arayüz marifetiyle bir araya getirilmesidir. Bir başka deyişle ‘üniversite
sanayi işbirliğidir’. Ülkemizde de çokça sözü edilip bilinen pek çok nedenle
istenen sonuçlar elde edilemeyen bu konuda ileri teknoloji alanlarını
hedefleyen ve İngiltere’de geliştirilen Teknoloji ve Yenilik Merkezleri-TYM (Technology and Innovation Centres-(TICs)
başka ülkelerce de örneklenen ilgi çeken bir model olarak öne
çıkmaktadır.
TYM’lerin ilgi
çekmelerindeki ana neden akademik keşiflerle ticari yaygınlaşma arasındaki
boşluğu kapatmaktaki rolleridir. Yedi Avrupa ülkesinde 30 TYM’de yapılan bir
araştırma, teknoloji ve fikirleri kavramdan ticarileştirmeye dönüştürmede TYM’lerin içinde bulundukları yenilik sisteminde
“açık yenilikçi – open innovator” olarak da önemli bir işlevleri olduğunu
göstermiştir.
Bu tür yapılara örnek olarak Amerika’da Center for Advanced Manufacturing - CCAM
Tayvan’da Industrial Technology Research
Institute - ITRI
Güney Kore’de Electronics and Telecommunications
Research Institute - ETRI
Japonya’da
The National Institute of
Advanced Industrial Science and Technology - AIST
Hollanda’da Netherlands Organisation for Applied Scientific Research- TNO
gösterilebilir.
Modelin, dokuz
basamaklı Teknoloji Yetkinlik Düzeyi (Technology Readiness Level-TRL)
skalasını esas alarak yapılanması hem modelde yer alan tarafların
(üniversite-TYM-sanayi) rollerini hem de arakesitlerini tanımlamayı
kolaylaştırmaktadır.
Hedef, amaç odaklı tasarımlanmış tesislerde tanımlı
problemlerin çözümü için üniversite ve özel kesim firmalarının,
laboratuvarlarda gerçekleştirilen buluşları teknolojik yeniliğe dönüştürülmek
üzere işbirliği yapmalarıdır.
TYM mimarisi
TYM’ler
laboratuvar ve fabrikanın hibrit bir bileşimidir. TYM’lerin misyonu fiziksel
yapısına ve mimarisine de yansımaktadır. İngiltere’deki TYM’lerin her biri merkezlerin
işbirliği misyonunu yansıtacak açık, havadar, yüksek tavanlı, özgün mimarisi
olan yapılardır.
Bu mimari temel araştırmaların yapıldığı alanlarla, teknoloji veya ürünlerin ön imalatlarının,
testlerinin yapıldığı, araştırmanın gerçek üretim araçları kullanılarak, gerçek
proseslere uygulandığı fabrika alanının içiçeliğini sağlamaktadır. Bu özellikleri ile TYM’lerin
“arayüz sektörü” olarak tanımlanmaları
da olasıdır.
TYM’ler
esas olarak kamu fonlarının desteği ile üç ila beş yıl içinde ticari bir
kimliğe kavuşmasını amaçlayan bir iş modeline göre işletilmektedirler.
İleri teknoloji ve ürünler
geliştirilmesi beklentisinin yanı sıra patentler, filiz firmalar ve ileri
teknoloji alanında yetkinlikler TYM’lerden beklenen yan
çıktılardır. Örneğin, Güney Kore’de ETRI 2008’de 3036 patent
onaylatmış, 2004-2008 arasında geliştirdiği teknolojilerden 170 milyon $ telif
geliri elde etmiş ve 16 filiz firma çıkartmıştır. Fraunhofer Enstitüsü 2008’de 500 patent
başvurusu yapmış ve 110 milyon $ lisans geliri elde etmiştir. Japonya’da AIST her
yıl yaklaşık 12 filiz firma çıkartmaktadır.
TYM’ler:
- Bilgi, kaynak, fikri mülkiyet ve becerilerin iş dünyasında ve yenilik eko-sistemi içinde dolaşımını sağlayarak,
- Üniversite ve araştırma enstitüleri ile işbirliği yaparak, PhD öğrencilerinin eğitimini ve her düzeyde becerinin geliştirmesini sağlayarak,
- Kamu Ar-Ge ve yenilikçilik fonlarının tanımlı, izlenebilir ve ölçülebilir olarak seçilen teknoloji alanlarına tahsis edilmesine olanak sağlayarak,
- Orta ve uzun erimli yüksek riskli stratejik araştırmaların, yetkinlik ve beceri geliştirme faaliyetlerinin ve büyük boyutlu ve özel ekipmanların sağlanması ve bakımının kamu kaynaklarından finanse edilmesine olarak sağlayarak çok yönlü yararlar doğurmaktadırlar.
Ülkemizin yüksek teknoloji ve ürünlerini
geliştirmeye fazlasıyla ihtiyacı olduğu açıktır. Üniversite-sanayi işbirliği
bağlamında zaman zaman değişik yapılar (Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri,
Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme San. ve Tic. A.Ş. gibi) denenmiş
olsa da çeşitlenen yüksek teknoloji alanları düşünüldüğünde yetersizliğimiz çok
açıktır. Bunun yanı sıra 2017’nin ikinci çeyreğinde makine ve teçhizat
yatırımlarındaki %8,6’lık daralma ile birlikte ardışık dört çeyrekte yaşanan
düşüş (benzer bir durum 2011’in son ve 2012’nin üç çeyreğinde de yaşanmıştı)
bırakın ileri teknoloji geliştirmeyi var olan üretim makine ve teçhizatını bile
yenileyemediğimiz anlamına gelmektedir. Bütün
kaynaklarımızı inşaat ve enerji sektörlerine ayıran bir ülke yönetiminden
yüksek teknoloji geliştirmek üzere kaynak ayırmasını beklemek hayal olsa da
geleceğimizi inşa etmek için bu konularda görüş üretmek zorundayız.
Bu yazı Herkese Bilim Teknoloji Dergisi 29 Eylul 2017, Sayı: 79'da Teknoloji ve Yenilik Merkezi modeli başlığı ile yayınlanmıştır.
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi Abone Olunuz!
Okuyunuz ... Okutunuz ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder