21 Aralık 2017 Perşembe

İleri teknoloji ürünleri için işbirliği modelleri

TYM’lerin ilgi çekmelerindeki ana neden ülkelerin  akademik keşifleriyle ticari yaygınlaşma arasındaki boşluğu kapatmaktaki rolleridir. 



Yüksek teknolojiye dayalı sanayiler yenilikçi ürünler geliştirmede temel araştırmalara daha fazla gereksinim duymaktadırlar. Temel araştırma çıktılarını kalkınmada etkin bir kaynak olarak kullanabilmek için ülkeler çeşitli modeller geliştirerek sınamaktadırlar. Gelinen nokta bilim-teknoloji odaklı kalkınma çabalarının tarihsel süreçte izledikleri, bilim siyasaları (bilimden pazara), teknoloji siyasaları (teknoloji itkili pazar çekimli) ve yenilik siyasaları (bilgi transferi ve kurumsal yapılanmalar) sonrası “açık yenilik” siyasalarını esas alan modellerdir (birlikte bilgi üretimi).

Modellerin ortak yanı üniversitelerle özel/kamu kesiminin bir arayüz marifetiyle bir araya getirilmesidir. Bir başka deyişle ‘üniversite sanayi işbirliğidir’. Ülkemizde de çokça sözü edilip bilinen pek çok nedenle istenen sonuçlar elde edilemeyen bu konuda ileri teknoloji alanlarını hedefleyen ve İngiltere’de geliştirilen Teknoloji ve Yenilik Merkezleri-TYM (Technology and Innovation Centres-(TICs) başka ülkelerce de örneklenen ilgi çeken bir model olarak öne çıkmaktadır.

TYM’lerin ilgi çekmelerindeki ana neden akademik keşiflerle ticari yaygınlaşma arasındaki boşluğu kapatmaktaki rolleridir. Yedi Avrupa ülkesinde 30 TYM’de yapılan bir araştırma, teknoloji ve fikirleri kavramdan ticarileştirmeye dönüştürmede TYM’lerin içinde bulundukları yenilik sisteminde “açık yenilikçi – open innovator” olarak da önemli bir işlevleri olduğunu göstermiştir. 

Bu tür yapılara örnek olarak Amerika’da Center for Advanced Manufacturing - CCAM


Almanya’da Fraunhofer Gesellschaft 


Tayvan’da Industrial Technology Research Institute - ITRI


Güney Kore’de Electronics and Telecommunications Research Institute - ETRI


Japonya’da The National Institute of Advanced Industrial Science and Technology - AIST



Hollanda’da Netherlands Organisation for Applied Scientific Research- TNO 


gösterilebilir.

Modelin, dokuz basamaklı Teknoloji Yetkinlik Düzeyi (Technology Readiness Level-TRL) skalasını esas alarak yapılanması hem modelde yer alan tarafların (üniversite-TYM-sanayi) rollerini hem de arakesitlerini tanımlamayı kolaylaştırmaktadır.

Hedef, amaç odaklı tasarımlanmış tesislerde tanımlı problemlerin çözümü için üniversite ve özel kesim firmalarının, laboratuvarlarda gerçekleştirilen buluşları teknolojik yeniliğe dönüştürülmek üzere işbirliği yapmalarıdır.

TYM mimarisi

TYM’ler laboratuvar ve fabrikanın hibrit bir bileşimidir. TYM’lerin misyonu fiziksel yapısına ve mimarisine de yansımaktadır. İngiltere’deki TYM’lerin her biri merkezlerin işbirliği misyonunu yansıtacak açık, havadar, yüksek tavanlı, özgün mimarisi olan yapılardır. 
Bu mimari temel araştırmaların yapıldığı alanlarla,  teknoloji veya ürünlerin ön imalatlarının, testlerinin yapıldığı, araştırmanın gerçek üretim araçları kullanılarak, gerçek proseslere uygulandığı fabrika alanının içiçeliğini sağlamaktadır. Bu özellikleri ile TYM’lerin “arayüz sektörü” olarak tanımlanmaları da olasıdır.

TYM’ler esas olarak kamu fonlarının desteği ile üç ila beş yıl içinde ticari bir kimliğe kavuşmasını amaçlayan bir iş modeline göre işletilmektedirler.


İleri teknoloji ve ürünler geliştirilmesi beklentisinin yanı sıra patentler, filiz firmalar ve ileri teknoloji alanında yetkinlikler TYM’lerden beklenen yan çıktılardır. Örneğin,  Güney Kore’de ETRI 2008’de 3036 patent onaylatmış, 2004-2008 arasında geliştirdiği teknolojilerden 170 milyon $ telif geliri elde etmiş ve 16 filiz firma çıkartmıştır.  Fraunhofer Enstitüsü 2008’de 500 patent başvurusu yapmış ve 110 milyon $ lisans geliri elde etmiştir.  Japonya’da AIST her yıl yaklaşık 12 filiz firma çıkartmaktadır.

TYM’ler:
  • Bilgi, kaynak, fikri mülkiyet ve becerilerin iş dünyasında ve yenilik eko-sistemi içinde dolaşımını sağlayarak,
  •  Üniversite ve araştırma enstitüleri ile işbirliği yaparak, PhD öğrencilerinin eğitimini ve her düzeyde becerinin geliştirmesini sağlayarak,
  • Kamu Ar-Ge ve yenilikçilik fonlarının tanımlı, izlenebilir ve ölçülebilir olarak seçilen      teknoloji alanlarına tahsis edilmesine olanak sağlayarak,
  • Orta ve uzun erimli yüksek riskli stratejik araştırmaların, yetkinlik ve beceri geliştirme faaliyetlerinin ve büyük boyutlu ve özel ekipmanların sağlanması ve bakımının kamu kaynaklarından finanse edilmesine olarak sağlayarak çok yönlü yararlar doğurmaktadırlar.

Ülkemizin yüksek teknoloji ve ürünlerini geliştirmeye fazlasıyla ihtiyacı olduğu açıktır. Üniversite-sanayi işbirliği bağlamında zaman zaman değişik yapılar (Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri, Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme San. ve Tic. A.Ş. gibi) denenmiş olsa da çeşitlenen yüksek teknoloji alanları düşünüldüğünde yetersizliğimiz çok açıktır. Bunun yanı sıra 2017’nin ikinci çeyreğinde makine ve teçhizat yatırımlarındaki %8,6’lık daralma ile birlikte ardışık dört çeyrekte yaşanan düşüş (benzer bir durum 2011’in son ve 2012’nin üç çeyreğinde de yaşanmıştı) bırakın ileri teknoloji geliştirmeyi var olan üretim makine ve teçhizatını bile yenileyemediğimiz anlamına gelmektedir.  Bütün kaynaklarımızı inşaat ve enerji sektörlerine ayıran bir ülke yönetiminden yüksek teknoloji geliştirmek üzere kaynak ayırmasını beklemek hayal olsa da geleceğimizi inşa etmek için bu konularda görüş üretmek zorundayız. 


Bu yazı Herkese Bilim Teknoloji Dergisi 29 Eylul 2017, Sayı: 79'da  Teknoloji ve Yenilik Merkezi modeli başlığı ile yayınlanmıştır.

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi Abone Olunuz!
Okuyunuz ... Okutunuz ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder