12 Ocak 2018 Cuma

Tarımsal Yenilik Platformları

Tarımsal Yenilik Platformları – I

1990’lar ve 2000’lerde ‘yenilik sistemlerindeki’ gelişmeler yansımasını tarım alanında da göstermiştir


Çevre tahribatının bütün hızıyla sürdüğü ve iklim değişikliğinin gün be gün hissedildiği, 2050’de 9 milyar nüfusa ulaşması beklenen dünyamız için de verimli topraklarını ve doğasını inşaatçılara, enerji sektörüne ve madencilere kurban eden ülkemiz için de geleceğin en önemli konusu insanların güvenli beslenmesi olabilir.  

Son yıllarda ülkemizde gıda fiyatlarının sürekli artışına (özellikle yaş sebze ve meyvede) hemen hiçbir çözüm geliştirilemiyor. Diğer taraftan devam eden tarımdan kaçışla birlikte ekilen tarım alanları daralıyor ve tarımsal üretimin azalması nedeniyle tarımsal ürünlerde dış alımımız artıyor. TÜİK verilerine göre 2003’te 5.265 milyon $, 2016’da 15.638 milyon $ olmak üzere bu dönemde toplam dışalım 171.069 milyon $ olmuştur. Tarımsal üretimde küçük çiftçinin ve kadınların hâlâ önemli bir payı var. Bu yazıda tarımdaki olumsuz tabloya bir ölçüde olumlu katkısı olabileceği düşünülen ve tarımdaki değer zincirinde yer alan özellikle küçük üreticiyi ve tüketiciyi daha etkin kılacak ve gıda güvenliğini sağlamaya katkıda bulunabilecek “yenilik platformlarının” tarım alanına uygulanabilirliği tartışılacaktır.

1980’lerin sonunda kalkınma ajanslarının gündemine giren yenilik platformları günümüzde araştırma ve geliştirme girişimlerinin yaygın kullandıkları bir araçtır.  1990’lar ve 2000’lerde ‘yenilik sistemleri’ndeki gelişmeler yansımasını tarım alanında da göstermiştir. Bir yandan teknolojiye ilgi devam ederken yeniliğin tanımında yer alan “ürün, üretim yöntemleri ve hizmetlerde yenilik” yapılanmaları ve kurumsallaşmaları da kapsayacak biçimde tarımda da gündeme girmiştir.

Platformlar ve tarımsal değer zinciri

Hemen bütün dünyada pazar ekonomisinin hükmettiği tarım ve gıda sektöründeki değer zincirinde bir uçta çiftçiler diğer uçta tüketiciler sistemin en edilgen tarafları olarak yer almaktadırlar. 1960’ların gübre ve pestisitlere dayalı Yeşil Devrim’inin beklenen mucizeyi yaratamadığı deneyiminden sonra tarımda günümüzde “Tarım 4.0” üzerinden yeni mucizeler beklemenin geri ve gelişmekte olan ülkelere kazandırabileceklerine de şüphe ile bakmak gerekiyor.

Doğrusal bir yaklaşımla teknoloji transferi ile tarımda verimliliği arttırmaya çalışmak yerine tarımsal ürünlerin değer zincirinde yer alan tarafların bir araya geldikleri ve kendi gereksinim ve sorunlarından hareketle yenilikçi çözümler üretmeyi denedikleri “tarımsal yenilik platformları-TYP” giderek yaygınlaşan ve deneyim kazanılan bir yapılanma olarak öne çıkmaktadır.  TYP’lerde çiftçiler, tarımsal girdi tedarikçileri, tüccarlar, gıda üreticileri, araştırmacılar, kamu temsilcileri, sivil toplum temsilcileri vb. yer alabilirler. Platform üyeleri sahip oldukları bilgi ve yetkinlikleri bir araya getirerek yenilikçi çözümler geliştirip uygulayabilirler.

TYP’ler bir köy, bölge, ülke düzeyinde ve sektörel veya bir değer zinciri kapsamında kurulabilir.  Tarımsal konular farklı biyo-fiziksel[1], sosyoekonomik ve politik faktörleri etkilemesi ve farklı formal ve informal kurumları ilgilendirmesi nedeniyle giderek karmaşıklaşmaktadır. Bu nedenle bütün tarafların bir arada olacağı yapılar ortak ilgi alanlarını tanımlama ve yönlendirmede verimliliğin arttırılması, doğal kaynakların yönetimi, değer zinciri geliştirilmesi ve iklim değişikliği sorunlarıyla ilgili stratejiler ve siyasaların geliştirilmesinde daha etkin olabilirler.

Farklı tarafların uzmanlık, deneyim ve çıkarlarının bir araya geldiği platformlar ilgili siyasaların geliştirilmesine, izlenmesine ve değerlendirilmesine ve giderek sektörle ilgili standartların oluşmasına önemli katkılarda bulunabilirler. Ayrıca böylesi birlikte siyasa geliştirme süreçleri hızlı uyarlama ve uygulamanın yaygınlaştırılması olanaklarını da yaratabilir. Pazarın ve sivil toplumun farklı aktörlerinin bu tür platformlarda bir araya getirilmesi tarafların çıkarlarındaki ve güçlerindeki farklılıklar nedeniyle güç asimetrisine dikkat edilmesi gereken karmaşık bir işlemdir. Tarafların çıkarlarının etkin bir biçimde kaynaştırılması durumunda güçlü değişim mekanizmalarının oluşturulması olasıdır. Her bir platform özelinde tarafların sayısı, konunun stratejik önemi, ekonomik boyutu vb. ölçütler ve toplumsal çıkar dikkate alınarak farklı yapılanmalar ve karar mekanizmaları oluşturmak gerekebilir.

Tarım gibi stratejik bir alanda oluşacak platformlar doğrudan ilgili bakanlıklarca oluşturulabileceği gibi diğer aktörlerce de oluşturulabilirler. Platformların işleyişinin sürekliliği ve başarısı katılımcılığı esas alan bir demokrasi kültürünün varlığına da bağlıdır.
Araştırmacıların TYP’lerde yer almaları çok rastlanır bir durum olmasa da platform konusuna bağlı olarak yeni bir tarımsal uygulama ya da bilimsel bilgi gerektiren konularda araştırma çıktılarını uygulanması veya alan araştırması gerektiren durumlarda araştırmacılar da platformlarda yer alabilirler.

Tarımsal Yenilik Platformları – II

Küçük üreticinin tarımsal değer zinciri içinde yer alması tarımdan kaçışı yavaşlatabilir…

Kendi tüketimleri dışında üretilenlerin pazara ulaştırılması miktarın az olması, ulaşım güçlüğü, pazarlama olanaklarını olmaması, ambalaj, depolama vb. yetersizlikler küçük üreticinin ve aile işletmelerinin pazara doğrudan erişimini çok güçleştirmektedir. Oysa ki küçük üreticinin bir biçimde tarımsal değer zinciri - TDZ içinde yer alması hem tarımdan kaçışı yavaşlatabilir hem de elde edilecek gelir nedeniyle tarıma ilgiyi arttırabilir. TZD’de yer alabilmek için çözülmesi gereken sorunlara ise tarımsal yenilik platformlarında  - TYP bir araya gelecek taraflarca yenilikçi çözümler bulunabilir.

Kadın çiftçilerin özel yeri

Dünyadaki TYP uygulamalarında kadın çiftçilerin özel bir yeri olduğu görülmektedir. Özellikle aile tarımında ve bahçecilikte,  aile ekonomisi ve geleneksel tarım bilgisinin taşınması ve aktarılmasında kadınların önemi öne çıkmaktadır. Köy yaşamında son yıllarda kentlerde görülen kadın ayrımcılığının daha az olması kadınların TYP’lerde daha kolay yer almalarını ve aile ekonomisine katkıda bulunacak faaliyetler içinde olmalarını sağlayabilecektir.

Kalkınma ajanslarının TYP’lerin oluşumunu özendirmek üzere destek oluşturma, eğitim verme ve eğitim dokümanı oluşturma programları hazırlaması uygulama için önemli katkı sağlayacaktır.

Ülkemizin birikimi

Ülkemiz kültüründe ve tarımsal gelişmesinde yer alan üç önemli birikim TYP’lerin uygulanmasını kolaylaştırabilecektir. İlki, çağdaş uygulaması 1863’te Mithaş Paşa’nın kurduğu Memleket Sandığı ile başlayan, 1920-1938 arası Atatürk’ün özel ilgisi ile önemli gelişmeler yaşayan, 1961 ve 1982 Anayasalarında da yer alan kooperatifçiliktir. Günümüzde tarım ve gıda alanında Gıda Tarım ve Hayvancılık ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı yaklaşık toplam 13.000’i aşkın kooperatifin üye sayısı 4,5 milyonu geçiyor.  150 yılı aşkın kooperatifleşme geleneğine ve deneyimine sahip ülkemizde bu durum bir üstünlük olarak tekrar anımsanmalıdır. Piyasa ekonomisinin ötekileştirdiği ve içini boşalttığı kooperatifçilik, TYP uygulamalarında ülkemize özgün modellerin geliştirilmesine de olanak sağlayabilir. İkincisi, kırsal alanda hâlâ uygulanan imece geleneğidir. TDK Güncel Sözlükte, “kırsal topluluklarda köyün zorunlu ve isteğe bağlı işlerinin köylülerce eşit şartlarda emek birliğiyle gerçekleştirilmesi” olarak tanımlanan imece yöntemi ile birleştirilecek TYP’lerde yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler oluşturulabilir. Üçüncüsü ise Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren tarımda oluşturulan güçlü kurumsal yapılanmalardır. Yine son yıllarda içi ne denli boşaltılmış olursa olsun bu yapıların (örneğin tarımsal araştırma enstitüleri) geçmişten gelen bilgi ve deneyimleriyle TYP’lerin bilgi kaynakları olabilirler.

Örneklerimiz var

TYP’lerle ilgili dünyadan örnekler yerine ülkemizden verilecek örneklerin karamsarlığımıza biraz umut olabilir. İlki Türkiye’nin tek komünist belediye başkanına (Fatih Mehmet Maçoğlu) sahip Tunceli Ovacık’tan.  Hazine arazisine yapılan organik nohut ve fasulye ekiminden elde edilen kazanç, öğrencilere burs, halka yeni otobüs, yüz aileye gıda yardımı olarak dönüyor. İkinci örnek Artvin Hopa’dan (cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/825929/). 1959’da kurulan Hopa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yeniden yapılandırılarak imece usulüyle üretime başladı. Kooperatif, atıl durumdaki çay fabrikasını yeniden işletmeye soktu, “Hopa Çay” markasıyla “Halk üretiyor, halk işliyor, halk kazanıyor” sloganıyla yola çıktı. Üretimin her aşamasında kadınlar ve erkekler birlikte çalışıyor. Çay üreticisi fabrikada işçi olarak da çalışıyor. Türkiye’nin her yerine kargo ile çay gönderen kooperatifin yöneticileri “Çukurova’dan domates, Ege’den zeytin, Ovacık’tan nohut, fasulye, Malatya’dan kayısı, Amasya’dan elma alacağız, yerine çay vereceğiz. Bizim gibi kooperatiflerin bizimle iletişim kurmasını bekliyoruz” diye konuştu. Üreticiler, tarımsal kalkınma kooperatifleri, Rize’de kurulan Çay Üreticileri Dayanışma Derneği ve Çay-Sen’in yanı sıra Tüm Köy-Sen ve Çiftçi-Sen çatısı altında örgütlenmeye çalışıyor.

Sonuç olarak, toprak, iklim ve coğrafyanın henüz yeterince küreselleşememesini bir fırsat olarak değerlendirerek ülkemizin gıda güvenliğinin sağlanması için pazar ekonomisinin her türlü olumsuz etkisi altında önemli sorunlarını çözemeyen tarım sektöründe yenilikçi farklı araç ve yöntemler için öneriler geliştirilmesi ve denenmesi gerekmektedir. Tarımsal çeşitliliğe sahip yerel özgün ürünlerin ve tatların pazara ulaşmasını ve giderek markalaşmasını sağlamada küçük çiftçi üretimini TDZ içine alabilecek TYP’lerin oluşturulması bu konuda yardımcı olabilir.

Not: Platform, dış üreticiler ve tüketiciler arasında değer yaratma etkileşimlerine olanak vermeye dayalı bir iştir. Platform bu etkileşimler için açık, katılımcı bir altyapı sunar ve bunları yönetme koşullarını belirler. Platformun kapsayıcı amacı şudur: kullanıcılar arasında eşleşmeler yapmak ve mal, hizmet veya sosyal paylaşım alışverişini kolaylaştırıp böylece tüm katılımcıların değer yaratmasına olanak vermek. S.22 “Platform Devrimi, TTGV, ideaport Yayını”







[1] Biyofizik: biyolojik süreçlerin aydınlatılmasında ve biyolojiye ilişkin sorunların çözümünde fiziksel bilimlerin ilke ve kavramlardan yararlanan bilim dalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder