22 Kasım 2017 Çarşamba

Aykut Göker’in Çalışmalarında Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları - I





Ülkemizin bilim ve teknoloji (B-T) politikasının oluşmasına, öğrenilmesine, yaygınlaştırılmasına katkılarıyla derin izler bırakan Aykut Göker’i kaybedişimizin (18 Kasım 2016) birinci  yılında özlemle anıyoruz …



Aykut Göker’in bilim-teknoloji-sanayileşme ve yenilik konularındaki çalışmalarını iki kaynaktan yararlanarak ve onun sözleri ile aktarmaya çalıştım. İlki, 1995’te kitaplaştırdığı “BİLİM-TEKNOLOJİ-SANAYİ ÜÇLEMESİ Ve Türkiye Üzerine Söyleşiler”, ikincisi Cumhuriyet Bilim Teknoloji Dergisi’ndeki (şimdilerde Herkese Bilim Teknoloji) Politik Bilim köşesinde yazdığı 586 yazısı.




BİLİM-TEKNOLOJİ-SANAYİ ÜÇLEMESİ Ve Türkiye Üzerine Söyleşiler[1]
H. Aykut Göker







Düşünce Platformlarını Önemi
Ülkelerin ve kurumların en değerli varlıklarının düşünsel birikimler olduğu bilinen bir gerçek. Düşünsel ürünlerin etkileşimli bir ortam içinde üretilmelerinin, tartışılmasının ve bir üst düzeyde yeniden üretilebilmesinde “platformların” önemli bir işlevi var. Ben de böyle bir gelenekten geliyorum.
Aykut Göker’de geçmişi 1968’lere dayanan ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası çatısı altında gelenekselleşen Sanayileşme Tartışmaları Platformu’nun çok üretken ve çalışkan bir üyesiydi. 1987 Aralık’ta bu Platformda yaptığı konuşmasını daha sonra adeta bir misyoner gibi yine teknoloji ve sanayileşme ekseninde zenginleştirerek ve değişik başlıklar altında 1989-1993 yılları arsında konferanslar ve yayınlar biçiminde geniş bir çevreye ulaştırmıştır. 

4 Mart 1989 Ankara-MMO

21 Ekim 1989 İzmir-MMO

28 Ekim 1989 Adana-MMO

18 Kasım 1989 Bursa-MMO

6 Ocak 1990, Zonguldak-MMO

7 Ocak 1990, Kdz-Ereğli-Müh.Der.

Aralık 1989'da kaleme alınmış; Marksizm ve Gelecek, Kış 1990, Sayı 3’te yayımlanmıştır.  
5 Aralık 1990, Bilkent Üniversitesi-Ankara
8 Ocak 1992 Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü
Nisan 1992, PETROL-İŞ'91 YILLIĞI
20 Haziran 1992, MMO Teknoloji Tartışmaları Ankara
3 Mayıs 1993, ODTÜ İktisat Bölümü
Eylül 1993, TMMOB/MMO 1993 Sanayi Kongresi'nde açılış bildirisi olarak sunulmuştur.

Bütün bu yazılarını 1995’te “BİLİM-TEKNOLOJİ-SANAYİ ÜÇLEMESİ Ve Türkiye Üzerine Söyleşiler, Sarmal Yayınevi, 1995” başlığıyla kitaplaştırmıştır. Kitabın Sunuş’unda platformun ve bilim-sanayi-teknoloji bütünlüğüne vurgu yapmaktadır.


SUNUŞ
Makina Mühendisleri Odası çevresinden Tülay Akarsoy, 1987 Kış'ında, Oda'nın Sanayileşme Tartışmaları geleneği doğrultusunda düzenlenen bir söyleşi dizisine benim de katılmamı önermişti. Ele almam istenen konu, mühendislik mesleği ve Oda'nın işlevleri idi.

Mühendislik mesleğini daha çok bilim ve teknoloji temeli açısından irdelediğim o söyleşi 1987 Aralık'ında yer aldı. Önce Oda çevresinde yaygınlaşan ve giderek o çevrenin dışına da taşan ve mühendislik mesleğinden, mühendislerin toplumsal sorumluluğundan yola çıkıp Bilim-Teknoloji-Sanayi Üçlemesi ve Türkiye Üzerine Söyleşiler'e varan serüvenim böyle başladı.

Bu serüvenin belli bir kesitini yansıtan elinizdeki derleme, aslında, içerdiği söyleşi ve çalışmaların ötesinde, Makina Mühendisleri Odası çevresinde biçimlenen ve kanımca da, giderek kurumsallaşan ve bir anlamda da okullaşan, başta değindiğim, Sanayileşme Tartışmaları Platformu'nun, yan ürünlerinden birini belgeliyor. Kökleri 1968'lere hatta daha da gerilere uzanan bu Platform'a ya da bu Platform'da sürdürülegelen tartışmalara, Türkiye'nin sanayi sorunları üzerinde düşünen, yazan, konuşan insanlarından katkıda bulunmayanı yok gibidir.

Sözünü ettiğim Platform'u düşünsel plandaki olanca zenginliğiyle ayakta tutup sürdürenlerin belirleyici özelliklerinden biri, ta baştan beri, sanayileşme sorununu bilim-teknoloji-sanayi bütünselliği içinde kavramaları ve bu bütünsellik içinde ele almalarıdır. Onlar, Türkiye'nin sanayileşmesini, bilim ve teknoloji alanlarında belli bir yetenek düzeyine erişebilme ile eş anlamlı görmüş ve neredeyse 30 yıla yakın bir süredir de bunu savunagelmişlerdir.

Eğer bir gün, Türkiye, 1980'lerde ayrıldığı sanayileşme yörüngesine tekrar dönme kararı alırsa, öyle sanıyorum ki, bu Platform'un/Okul'un dağarcığında, yararlanılacak, epeyce bir şeyler bulunabilecektir. Ama tam tersine, o yörüngeden iyiden iyiye kopma noktasına gelinirse -ne yazıktır ki bu olasılık vardır- o zaman, o dağarcıkta işe yarar ne bulunabilir, onu pek kestiremiyorum. Kim bilir, belki de o zaman, yine bu Okul'dan birileri, şimdi aramızda olmayan Mak.Y.Müh. İlhan Baysal'la birlikte, 1972 Sanayi Kongresi'ne sunduğumuz "Sanayileşmenin Neresindeyiz, Neden?" konulu bildiriye nazire yaparcasına, "Köylüleşmenin Neresindeyiz, Neden!"i oturup yazar...
Bu küçük derlemenin, öyle bir bildiri yazmak zorunda kalınmasın diye gösterilen çabalara, eğrisiyle doğrusuyla, bir katkı olarak değerlendirilmesi dileğiyle; sevgiyle, dostlukla...
H. Aykut Göker
Ağustos 1994  Ankara


Sanayileşme
«1960’ların zengin tartışmalarından esinlenen yeni bir mühendisler-mimarlar kuşağı … 1970’lerin başlarında Oda kongrelerine yeni düşünce rüzgârları, ülke sorunlarına ilişkin yeni çözümlemeler getirmişlerdir. … şunlar söyleniyordu»:
«Bir ülkenin sanayileşmesi, makine ve tüm üretim araçları bakımından zenginleşmesi … o ülkedeki makine ve tüm üretim araçlarının nicelik ve niteliklerinin artması» demekti… «Bu artış o ülke insanının doğaya daha çok hakim olmasını, kısaca kalkınmasını sağlardı.»
     «Bu açıdan kalkınma ve sanayileşme kavramları eş anlamlı olmakta[ydı].
     «Sanayileşmenin bütün tanımı ekonominin bütün sektörleri için geçerliydi.»
     «… mademki sanayileşme bir anlamda doğaya daha çok egemen olabilmek   demekti … kurulacak sanayi egemen olunmak istenen nesnenin (doğanın – maddenin) bilgisine-bilimine dayalı olmak zorundaydı … doğayı öğrenmek,            maddeyi bilmek … doğa bilimlerini üretmek gerekirdi.
     … bilimle sanayi arasındaki bağı kurabilmek için ‘bilimi sanayie           uygulayabilmenin bilgisi olan teknoloji’yi de üretmek gerekirdi.

Teknoloji:  Doğayı değiştirmek …
«… Teknoloji geliştirme çabası ‘yeni olanı üretme’ çabasıdır … İster, üretim ya da organizasyon yöntemi bazında olsun, isterse ürün bazında olsun, ‘yeni olan’ önce kavramsal olarak üretilir. Kavramdan ‘tasarıma’ geçilir.»
«Teknoloji üretmek, kavram üretmek; kavramı somut yöntem ya da ürüne dönüştürebilmenin bilgisini ve tasarımını üretmek demektir.»

Bilim – Teknoloji – Sanayi Üçlemesi ve Yetişme Sorunu
«Bilim–Teknoloji–Sanayi tam bir üçlemedir … bu üçlemeye egemen olmanın, uluslararası işbölümünde ya da ekonomilerin uluslararasılaşması sürecinde son derece belirleyici bir rol oynadığı biliniyor.»
«Ekonomiler uluslararasılaşıyor; ama bu süreç ulusal sınırların korunduğu bir dünyada yaşanıyor… «ekonomilerin uluslararasılaşması sürecinin … ulusal motiflerle örülü olması … özellikle Türkiye gibi, çağının sanayi ve teknoloji konseptinin gerisinde kalmış ülkeler için, yaşamsal önemdedir.» (1991 Sanayi Kongresi, Sonuç Bildirgesi. TMMOB-MMO)
Aykut Göker’in çalışmalarının bütününde bu ulusal motivasyon güçlü bir biçimde görülür.
Çalışmalarında sıkça, «Türkiye gibi ülkelerin [Yeni Sanayileşen Ülkeler] «bilim–teknoloji–sanayi üçlemesine egemen olma şansları var mıdır» sorusuna yanıt bulmaya çalışmıştır. Yanıt  için «kapitalizmin kendi pratiğine bakmakta yarar» görmüştür.

Yetişme Sorunu
Türkiye gibi ülkelerin [Yeni Sanayileşen Ülkeler] «bilim–teknoloji–sanayi üçlemesine egemen olma şansları var mıdır? sorusuna yanıt bulmak için Christopher Freeman ve Friedrich List’i derinlemesine anlamaya çalıştı ve temel makalelerinin çevirilerini yaptı.

Bu çeviriler ve çeviriler bağlamında verdiği konferanslar başta mühendisler olmak üzere geniş bir kesimin ortak öğrenme sürecine önemli katkılarda bulundu.  
Kapitalist bir sistem içinde olduğumuz verili koşularından hareketle «yetişmeyi» ülkemiz için yaşamsal bir sorun olarak görmekte ve tırnak içinde ‘Listgil’ görüşler çerçevesinde öneriler (öndekine yetişinceye kadar serbest pazar ekonomisi kurallarının askıya alınması) geliştirmekteydi.

Teknolojiye Yetişme Sorunu ve Türkiye
«Teknoloji söz konusu olduğunda Türkiye için ortaya çıkan bir umutsuzluk tablosu mudur? Kesinlikle hayır. … Gelinen aşamada bu iradenin bir ‘irâde-i cüz’iyeye’ dönüştüğü söylenebilir; ama,  yine de ‘cüz’i’ de olsa, böyle bir irade vardır ve Türkiye için bu iradeyi gösterme zamanı geçmiş değildir»
8 Ocak 1992
Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü

Ancak yakından izlediği Japonya ve Güney Kore örnekleri ve ülkemizde yaşananları değerlendirdikten sonra;
«Kapitalizmin Dünya Sistemi çerçevesinde, teknolojiye yetişen ülkelerin … ortaya koydukları pratik ya da bu pratiğin kuramsal kaynakları neyi öngörmüşse, Türkiye, özellikle 1980’den sonra, bunun tam aksini [yapan] aykırı örnektir.»
3 Mayıs 1993
ODTÜ İktisat Bölümü

İş Sürecinde Değişim ve Teknoloji Sorunu
Teknolojideki değişimlerin başta üretim (iş) süreci olmak üzere yaşamın her alanını etkilediğinden hareketle emekçilere de söyleyecekleri vardır.
«… Fordist iş sürecinde köklü değişimler olmaya başlamış, yeni bir iş süreci ortaya çıkmış … yeni süreç üretim ideolojisine egemen olmaya başlamışsa, o zaman işçi sınıfı, sendika ve sendikal hareket karakteristiklerinde de, doğal olarak, belli bir  değişimin başlayabileceğini kabul etmek gerekir.»
Değişimi teknoloji, Tam Zamanında Üretim (JIT), Toplam Kalite Yönetimi (TQM), enformasyon teknolojileri, ’insansız fabrika’, yaratıcılık bağlamında irdeleyerek,
 «… iş sürecindeki değişim ve onun ana eksenini oluşturan teknoloji sorunu, en az diğer kesimler kadar, işçilerin ve onların sendikal örgütlerinin de sorunudur ve bu nedenle, işçi sendikalarının gündeminde de acilen yer almasında yarar vardır.»
Teknoloji politikalarının da «var olan toplumsal-siyasal güçlerce ve kendi toplumsal, ekonomik, siyasal mücadele sürecinde belirlendiğinden» hareketle
«İşçi sendikaları, bu çerçevede, teknoloji politikalarını … oluşturma sürecine katılmak durumundadır.» demektedir.

Geleceğin Fotoğrafındaki Yerimiz ve Sorumluluk Üzerine
«… çözüm, öncelikle, bilim ve teknolojinin önem ve belirleyiciliğini … kavramaktan, bilim ve teknoloji üretmeye karar vermekten ve bunun için gerekli ortamı yaratabilmekten geçiyor.
Ve bu özgül noktada ülkenin bilim adamlarının ve teknik elemanlarının bir temel sorumluluğu var: … bilimsel ve teknolojik gelişmelerdeki devrimselliği anlatmak; eğer bu devrimi kavrayamazsak … bizi nasıl bir geleceğin beklediğini anlatmak… Ve elbette her şeyin odağında, ereğinde insanın bulunduğunu göz ardı etmeden.»
«Bu ertelenemez bir görev ve başkalarına ihale edilemeyecek kadar da ciddi bir iş»

4 Mart 1989
Ankara – MMO


[1] H. Aykut Göker BİLİM-TEKNOLOJİ-SANAYİ ÜÇLEMESİ Ve Türkiye Üzerine Söyleşiler, Sarmal Yayınevi, Şubat 1995

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder