Avrupa’da Ar-Ge yoğunluğunu otomotiv ve parçaları, yazılım ve teknoloji donanımı ve sağlıkla ilgili firmalar sağlamaktadır.
Geçen yıl kıl payı farkla Ar-Ge Harcamaları/GSYİH oranı %1 sınırını
(%1,06) geçen ülkemizin (2023 hedefi %3!?) toplam Ar-Ge harcamaları yaklaşık 22
milyar TL. Bunun yaklaşık yarısı özel kesim tarafından yapılmış. Yani 11 milyar
TL kadar. Bu günkü kurla yaklaşık 2,8 milyar € veya 3 milyar $.
“The 2016 EU Industrial R&D Investment
Scoreboard” raporu, dünyada özel sektör Ar-Ge harcamalarının %90’ına karşı
gelen toplam 696 milyar € yatırım yapan 2.500 firmanın ekonomik ve finansal
verileri kullanılarak hazırlanmıştır.
Dünyada özel kesim Ar-Ge yatırımlarının tamamının yaklaşık 773 milyar € olduğu
hesabıyla, ülkemizin özel kesiminin bunun içindeki payının % 0,36 olduğu
söylenebilir.
“The Scoreboard” da ülkemizden
altı firma yer alıyor.
Sıralama
|
Firma
|
Harcama
(milyon €)
|
547
|
TOFAŞ
|
182,5
|
964
|
FORD
OTO.
|
87
|
1158
|
KOÇ
|
68,7
|
1228
|
ASELSAN
|
63.2
|
1320
|
ARÇELİK
|
56,7
|
2444
|
TÜRK
TELEKOM
|
22,2
|
Rapordan bazı çıkarsamalar:
·
Dünya Ar-Ge
yatırımlarında ilk beş ülkenin (ABD, Japonya, Almanya, Çin, Fransa) toplam payı
%74. Bunlara eklenen İngiltere, İsviçre, Güney Kore, Hollanda ve Tayvan’la
birlikte ilk 10 ülkenin payı ise %90.
·
İlk 2.500 firma içinde
yer alan 590 AB firmasının Ar-Ge harcamalarındaki %7,5’lik artış, ABD
firmalarının %5,9 ve Japon firmalarının %3,3’lük artışlarından fazladır.
·
590 AB firmasının
başarımına en büyük katkıyı toplam Ar-Ge yatırımlarının %37,6’sını ve net
satışların %30’unu gerçekleştiren otomotiv ve parçaları, yazılım ve teknoloji
donanımı ve sağlıkla ilgili Alman firmaları yapmıştır. Alman ilaç firmalarının ikiye katlanan Ar-Ge
yatırımları da çok önemlidir.
·
Geçen birkaç yılda
olduğu gibi Çin’deki firmaların Ar-Ge büyümesi üst düzeyde (%24,7)
gerçekleşmiştir. Güney Kore ve Tayvan firmaları ise görece daha vasat bir
gelişme göstermişlerdir.
·
15 AB, 23 ABD, 4 Japon,
Çin ve İsviçre’den 3’er, Güney Kore ve Tayvan’dan 1’er firmanın yer aldığı ilk
50 firma toplam Ar-Ge yatırımlarının %40’ına, ilk 100 firma ise %53,1’ine
sahiptir.
·
Ar-Ge yoğunluğuna (Ar-Ge
harcaması/satışlar) göre ilk 50 firmanın çoğunluğu biyoteknoloji ve ilaç,
yazılım ve teknoloji donanımı gibi Ar-Ge’nin geliştiği yüksek teknoloji
sektörlerindedir. ABD firmalarının Ar-Ge harcamalarının %69’u da bu
sektörlerdedir.
·
2.500 firmanın çoğunluğu
enformasyon ve telekomünikasyon, sağlık, otomotiv endüstrilerindedir.
·
AB’den yer alan 1.000
firmanın 274’ü İngiliz, 217’si Alman, 117’si Fransız, 392’si diğer AB
ülkelerinden firmalar.
Bir anlamda Ar-Ge
yatırımlarında dünya birinci ligini tanımlayan raporun en önemli katkısı ölçmenin
yararını göstermesi, “yerimizi bilebilmemizi” ve iyilerle kıyaslama yapabilmemizi
sağlamasıdır. Bu rakamlar ve yüzdeler sonuçlardır. Bu sonuçları doğuran ise
başta ülkelerin bilim teknoloji ve yenilik siyasaları olmak üzere bunları
yaşama geçiren ülke yönetimlerinin çağdaş yönetme becerileridir. Ülkemizin
bilim ve teknoloji siyasalarını oluşturmakla görevli “Bilim Teknoloji Yüksek
Kurulu”nun “Bilim Teknoloji İcra Kurulu”na dönüştürülmesi bir anlamda teorisiz
bilim yapma iddiasıdır ki, ancak bilim ve teknoloji evreninden nasiplenmeyen
yönetimlerin yapacağı popülist bir değişimdir. Yoksa bir “başkana” sahip
olduğumuz için içimizi ferah tutup, “2023 yılına kadar %3 hedefi tutturula!” buyruğunu mu
beklemeliyiz?
Bu yazı herkese bilim teknoloji Dergisi'nin 28 Nisan 2017 tarih, 57. sayısında Politik Bilim köşesinde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder