24 Temmuz 2020 Cuma

Bilimin Özgür Ruhu



Covit-19 salgını süresince 65+ kontenjanından evine hapsedilen birisi olarak, okumayı adeta bir karşı eylem biçimi olarak kullandım. Bu yazımda bunlardan Cesur Dâhiler’den[1] söz etmek istiyorum. Kitabın kahramanları, 1965 Nobel Tıp Ödülü'nü François Jacob ve André Lwoff ile paylaşan Jacques Monod (1910 -1976) ve 20. YY’ın en güçlü yazarlarından, 1957 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Albert Camus (1913 – 1960). Monod, bakteri genetiği alanındaki parlak çalışmalarına Alman Faşizmi’nin Fransa’yı işgal etmesiyle birlikte son vererek Fransız Komünist Partisi saflarında Direniş örgütüne katılmakta tereddüt etmedi. Monod’nun, Camus’yla yaşamı boyunca düşünce ve eylemde gerçek dostlar olarak kalmalarını sağlayan en önemli ortak yanları, beyin ve ruhlarını hiçbir gücün, ideolojinin, iradenin sultasına vermeden ilerici mücadelenin içinde yer almaları oldu.

7 Temmuz 2020 Salı

Teknoloji Transfer Ofisleri Üzerine Yorum Deneme - III



           III.      TTO’lar; Sorunlar ve Öneriler

Yaşanmakta olan can yakıcı değil can alıcı salgın günlerinde, TTOPatentGirişimci doğrusal formülünün ana doğru olarak alınması sorgulanması gereken bir yaklaşımdır. Dilbilimci ve aktivist yazar Noam Chomsky, “Salgın Sonrası Dünya” söyleşisinde[1] “Koronavirüsün belki de iyi yanı, nasıl bir dünya istediğimiz konusunda insanları düşünmeye teşvik edecek olmasıdır” diyor. Eğer salgından sonra eskisinin yerine konulacak bir “yeni dünya düzeninden” bahsediyorsak bugüne kadar üzerinde fikir birliğine varılamamış evrensel vizyonda, -dünya maneviyatının- en önemli maddesini merkeze koymaktan başka çare yok. Neredeyse yitirdiğimiz “insan onuru”.


Kanımca, dünyamızı korumanın ve insanları ve bütün canlıları bir bütün olarak merkeze koyan bir geleceğin inşasına destek olacak her türlü yenilikçi fikrin “ürüne” dönüştürülmesinin desteklenmesinin öncellenmesi TTO’lar için de bir ilke olabilir. Rüyalar ülkesi İsveç’te bakımevlerindeki yaşlıların üçte ikisinin basit oksijen verecek aygıtların olmaması nedeniyle ölmesi gerçeği ve ülkemiz özelinde, başarı olarak sunulan salgınla mücadelenin kahramanlarının bu başarıyı son yarım yüzyıldır sürekli hırpalanmalarına karşın eskiden kalan sağlık altyapısı ve deneyimleri üzerinden verdiği gerçeği, TTO’lar dahil bütün kaynaklarımızı geleceğin “yeni dünyasını” nasıl kurmak istiyorsak ona göre şekillendirilmesi gerektiği noktasına getiriyor bizi. Bu gerçekler karşısında piyasa app’leri ile oyalanmaya kimsenin hakkı olmasa gerek.
TTO’ların bugünkü durumları ve sorunlarından hareketle iyileştirme amaçlı bazı önerileri on başlık altında değerlendirme ve tartışmaya açmaya çalışalım.