Aşı, en
ucuz sağlıklı kalma yöntemi!
Çocukluk
yıllarımda Ankara Yenişehir’de İncesu deresinin iki yakasına kurulan pazar
yerine annemle gittiğimde, yüksek duvarların arkasında geniş bir alana yayılmış
gri renkli, çatısı kırmızı kiremitli kocaman binalar dikkatimi çekerdi. Bir de
arka tarafında gördüğüm atlar. Sonradan bu atların serum üretimi için
kullanıldığını ve bu binalar kompleksinin Hıfzıssıhha olduğunu öğrendim.
1965
yılına kadar Ankara’nın şimdilerde Hacettepe Üniversite’sinin olduğu yerde,
eski ve yeni Ankara’nın sınırı sayılabilecek Hacettepe semtinde büyüdüm.
Demiryolunun alt tarafı Sıhhiye semtiydi. O zamanlar bu semtin adının, modern
Türkiye’nin halk sağlığı altyapısının temellerini atan Dr. Refik Saydam (1919’da
Atatürk Samsun’a çıkarken O’nun ekibinde sağlık başkan yardımcısı olarak yer
almıştır) tarafından Tıp Fakültesi, Hıfzıssıhha, Numune Hastanesi ve Sağlık
Bakanlığı’nın coğrafî olarak birbirine yakın olması ve bu bölgenin Sıhhiye
kampüsü olarak oluşturulmasından aldığını bilmiyordum. Sonraki yıllarda bölgeye eklenen Yüksek
İhtisas Hastanesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ile tam bir sağlık
bölgesi olmuştu. Bugün ise şehir hastanesi uğruna Numune Hastanesi kapatılmış,
Hıfzıssıhha ise 2011 yılında kapatılarak atıl duruma getirilmiştir.
Üniversite
yıllarımda ise sanırım 1973’te saygı ve minnetle andığım Ergonomi dersi hocamız
Dr. Necmettin Erkan’ın Ergonomi dersimizde İş Sağlığı ve İş Güvenliği
Laboratuvarı için bizleri Hıfzıssıhha’ya götürmesi ile ilk kez kapısından
girdim.