3 Mart 2017 Cuma

Bir zamanlar TÜBİTAK!


C. Güner Omay, “Bana göre yaşadığım dönem (1988-2001) TÜBİTAK’ın yükselmesi, Türk bilim ve teknolojisine öncülük etme dönemiydi... kurum hafızasının sıfırlandığını söylemiştim. Bu durumda Türkiye bilim-teknoloji tarihini yazacak kişilerin bilgi ve belge bulmaları çok zorlaşacak, dolayısıyla bu gerçeklerin yazılması güçleşecektir.” diyerek o dönemde yaşayanlar ağzından başarı öykülerini tarihe not düşmektedir.


Ülkemizin bilim ve teknoloji tarihini yazacak olanların 1990-2000 yılları arasında TÜBİTAK’ta başarılan çalışmalara özel bir bölüm ayırmaları gerekecektir. Bu döneme bakanlar ülkemizin bilimsel altyapısına yapılan yatırımların yanı sıra günümüzde Ar-Ge-teknoloji geliştirme-yenilik bütünlüğü içinde ele alınan yenilik sisteminin oluşması için atılan önemli adımları da göreceklerdir.  Ancak 1963 yılında kurulan TÜBİTAK, 2003 yılı ve sonrasında yapılan siyasi müdahaleler ve “liyakatsiz” başkanlar marifetiyle günümüzde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı-BST’na bağlı bir kuruma dönüşmüştür. Bu arada “toplu personel alımları ve toplu çıkarmalarla kurum hafızası deyim yerindeyse sıfırlanmıştır”.

“TÜBİTAK’ın 1990’lı Yıllarda Türk Bilim ve Teknolojisine Öncülük Ettiği Alanlar”[1] başlıklı kitabı hazırlayan C. Güner Omay, “Bana göre yaşadığım dönem TÜBİTAK’ın yükselmesi, Türk bilim ve teknolojisine öncülük etme dönemiydi. Yukarıda kurum hafızasının sıfırlandığını söylemiştim. Bu durumda Türkiye bilim-teknoloji tarihini yazacak kişilerin bilgi ve belge bulmaları çok zorlaşacak, dolayısıyla bu gerçeklerin yazılması güçleşecektir.” diyerek o dönemde yaşayanlar ağzından başarı öykülerini tarihe not düşmektedir. Sayın Omay’ın TÜBİTAK’ta Yönetim Kurulu (1988-1993) ve Bilim Kurulu Üyeliği (1993-2001)yapmış olmasının yanı sıra TÜBİTAK enstitülerinin yönetim kurullarında yer almış olması kitaba aldığı çalışmaları ve tanıklıkları daha da değerli kılmaktadır.

Kitapta 12 konuya yer verilmiş.
Kuruluşundan (1991) itibaren ulusal yenilik sisteminde etkin bir rol üstlenen Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (Fikret Yücel),

1993’te kurulan ve 2001’de “Türkiye’nin 18 yıllık Akademi deneyimini sonlandıran” KHK ile BTS Bakanlığı’na bağlanan Türkiye Bilimler Akademisi - TÜBA – Kuruluş Öyküsü (Prof. Dr. İlhan Tekeli),

Bir ulusal gözlemevi kurulması fikrinin 1978’de oluşmasından sonra ülkemizde astronomi ve astrofizik araştırma altyapısına güçlü bir destek oluşturan TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin 1997’de açılması (Prof. Dr. Zeki Aslan),

Kökeninde 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonucu ortaya çıkan “kripto cihazı” geliştirilmesi gereksinimi olan sürecin, “Yarıiletken Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı – YİTAL”in kurulmasını da içerecek biçimde Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü’ne evrilmesi (Doç. Dr. C. Güner Omay),

Üniversite ve araştırma kurumlarının yüksek kapasiteli ağlarla birbirlerine bağlanmaları günümüzün olmazsa olmaz bir altyapısıdır. 1996 yılında kurulan Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi-ULAKBİM, ülkemizin bu gereksinimini karşılamaktadır (Doç. Dr. Tuğrul Yılmaz),

Sanayi Ar-Ge faaliyetlerinin arttırılması amacıyla hibe desteklerini yürütmek üzere 1995 yılında kurulan Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı – TİDEB (Müfit Akyos) ve 1996-2006 arasında uygulanan ve üniversite-sanayi odaklı altyapıların ve işbirliklerinin kurulmasında önemli işlevi olan Üniversite-sanayi Ortak Araştırma Merkezleri Programı – ÜSAMP (Mahmut Kiper) önemli başarı örnekleridir,
Ülkemizin uluslararası ölçütlerde ilk teknopark kurulması öyküsünün ayrıntısıyla anlatıldığı MAM Teknopark ve Teknoloji Geliştirme Merkezi (Ömer Kaymakçalan),
TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları projesi (Prof. Dr. M. Ali Alpar), 1993 yılı sonbaharında oluşan TÜBİTAK Bilim Kurulu’nu aldığı ilk kararlardan birisidir. Görevleri arasında bilimi halka tanıtmak da olan TÜBİTAK’ın bu en güçlü aracı, 2013’de yetişkinler için popüler bilim kitapları yayınlamaktan vazgeçilmesiyle son buldu,
Bilimsel gelişmişlik göstergelerinden birisi olan bilimsel yayınların sayısını arttırmak amacıyla 1986’da başlatılan teşviklerin 1993’de Uluslararası Bilimsel Yayınları Teşvik Programı ile geliştirilmesi (Halime Atamer),
1972’de kurulan Savunma Sanayi Araştırma Geliştirme Enstitüsü – SAGE’nin günümüze uzanan öğrenme sürecini kapsayan başarı öyküsü (Gökmen Mahmutyazıcıoğlu),
1950’de kurulan ancak son 15 yılda kullanılan Ankara Rüzgar Tüneli’nin maceralı geçmişi (Emel Özdemir).

Bütün bu başlıklar son 15 yılda kaybettiklerimizi daha iyi anlamamız için yeterli örnek oluşturmaktadır sanırım. Yalnızca bu bile kitabı edinmeniz ve okumanız için yeterli bir neden olsa gerek.

Aykut Göker’i doğum gününde anıyoruz.

12 Mart 2017, Pazar, 14.00 – 18.00. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi

Geleceğimizin kararmaması için HAYIR!








[1] BİTAV-Bilimsel ve Teknik Araştırma Vakfı Yayını, www.bitav.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder