Kozmosun
sonsuzluğundan parçacık fiziğine her alanda bilimsel araştırmaların ve
teknolojik gelişmelerle onların ürünleri karşısında hayranlık duyan insanoğlu,
çoğunluğunu kendisinin yarattığı sorunların çözümünü de kendisi dışında
buralarda aramaktadır. Yani bir anlamda teknolojinin bütün sorunları çözeceği
gibi bir yanılsama içindedir.
Oysa
ki bilim, fen bilimleri ve sosyal bilimlerin bütünselliğinden oluşmaktadır.
İnsanlığın yüz yüze kaldığı büyüyen sorunların çözümleri toplumsal boyutları
nedeniyle yalnızca fen bilimlerinin (fizik, kimya, biyoloji, astronomi,
jeoloji, vb.) ilgi alanıyla sınırlanamayacak kadar karmaşık yapıda olup,
mutlaka sosyal bilimlerle (psikoloji, sosyoloji, antropoloji, tarih, politika vb.) birlikte ele
alınmalarını gerektirmektedir. Sosyal bilimlerde öznenin canlılar olması
nedeniyle deney tasarımı yapmanın güçlüğü bir zayıflık olarak görülerek fen
bilimlerince uzun süre “küçümsense” de günümüzde artan sayıda disiplinler arası
çalışma (nöro-psikoloji, deneysel psikoloji, psikobiyoloji, toplumsal biliş ve
duygu, davranışsal genbilim vb.) bu önyargıyı ortadan kaldırmaktadır.